Son zamanlarda ‘Diyettedim, Diyettesin, Diyettedik…’ kavramlarını sıkça duyar olmuşsunuzdur. Herhangi bir topluluğa girdiğinizde mutlaka birisi diyette olduğunu belirtmiştir. Peki, insanların neden birdenbire bu kadar istekli oldukları ve etraflarında sürekli olarak ‘diyettedir’ diye dolaşmaları normal mi sizce?
Hızla gelişen dünya ve ülkemizde sanayileşmenin artması, nüfusun çoğalmasıyla birlikte yeme-içme alışkanlıklarımızda birçok değişiklik yaşanmaya başladı. Özellikle işlenmiş ürünlerin, fast-food tüketiminin ve dışarıda yeme kültürünün artmasıyla maalesef katkılı gıdalar ve yoğun kalorili yiyecekler tüketerek obezleşen bir toplum haline geldik. Batılı ülkelerin en büyük mücadelelerinden biri olan obezite, ülkemizde de büyük bir problem olmaya başladı. En büyük tehdit ise çocukluk çağı obezitesinin artması. Obeziteyle birlikte sadece fiziki sorunlar değil, aynı zamanda ciddi sağlık problemleri de görülmekte. Bu nedenlerden dolayı insanlar farkında olmadan aldıkları kiloları bir anda verme çabasına giriyorlar ve sağlıklarını düşünmeden popüler diyetler dediğimiz kısa sürede hızlı kilo verdiren fakat sağlık açısından büyük problemler yaşatan diyetleri uyguluyorlar. Daha da kötü olan bazı kişiler ‘Ben boğazımdan kısamam’ diyerek bir takım zayıflama haplarından medet umuyorlar. Bunların kötü sonuçları ortada… Obezitenin bu kadar yaygın olmasından dolayı, diyet ve zayıflama konusu neredeyse toplumumuzun her kesimini ilgilendirir hale geldi ve bunu bir Pazar haline getiren konuyla ilgili eğitimi olmayan birçok insan her gün televizyonlarda, gazetelerde zayıflamakla ilgili teoriler, öneriler ve şok diyetler öne sürer oldu. Herkes tarafından bilinen bir söz vardır; ‘Herşeyden önce sağlık’… Sağlığınızı yitirirseniz sadece kilolarınız değil başka problemlerinizden de kurtulamazsınız. Evet, zayıflamak, obeziteden kurtulmak ve daha sağlıklı olmak lazım ama bunun yolu kulaktan dolma diyetler yapmak ya da onun bunun diyetini yapmak değil, diyetisyen ve doktor gözetiminde sağlıklı bir şekilde diyet yapmaktan geçer.
Diyet kişiye özel olmalıdır. Kişilere bütünsel bir yaklaşımla yaklaşarak, kişinin biyokimyasal, fizyolojik ve psikolojik değerlendirmesi yapılmalı ve bu yönde kişiye bir beslenme farkındalığı kazandırılmalıdır. Unutulmamalıdır ki hızlı kilo verdiren, dengesiz aç kalarak yapılan diyetler sağlığımızda geri dönüşü olmayan problemler meydana getirir. Zayıflamak uğruna sağlığımızdan olmayalım, sağlığımızla oynamalarına izin vermeyelim…